Blog Arşivleri

Alice In Wonderland ve Rekoru!


Yönetmen : Tim Burton
Oyuncular : Mia Wasikowska, Johnny Depp, Anne Hathaway

Abi kardeşin son filmi Alice In Wonderland‘i uzun zamandır bekliyorduk. Gerek trailerlaradn gerekse gün aşırı çıkan resimlerden şöyle şatafatlı,hayran kalacağımız öğelere gebe, kısaca gelmiş geçmiş en iyi masallardan birini dahi Tim Burton’ın elinden izleyeceğimiz bir film için sabırsızlanıyorduk. Açıkcası Tim Burton, Ed Wood, Bettlejuice ve Sweeney Todd gibi filmlerden sonra böyle bir senaryoyu üstüne üstük 3D teknolojisiyle sunması biz sevenleri için tadından yenmez birşeydi.

Lewis Carroll‘un 1865 yılında yazdığı kitaptan şu zamana dek birçok senaryo,birçok film çıktı tabii ki. Orjinal kitapa kayıtlı kalarak bize aktarılan filmler de çocukluğumuzda okuyup hayaline daldığımız harikalar diyarından farklı birşey vermiyordu bize. Yıllar geçtikçe bu denli ilgiye sahip olan masalın daha geniş bir kitleye yayılmaya başlamasıyla daha etkileyici görüntüler eşliğinde tekrar yorumlanması da kaçınılmaz oldu sanırım. Ne var ki bu alandaki vazgeçilmez müthişliği ile bu işe el atabilecek kişi başta Tim Burton olmalıydı,ve öyle de oldu. Ne var ki tek fark, Tim Burton‘ın kitabı tekrar yorumlayarak kendi tarzıyla entegre edecek olmasıydı.

Burton-Depp ikilisinin abi kardeş olarak nitelendirilmesinden sonra bu filmde de ayrılmayacakları belki de neredeyse kesindi. Tabii bir de Helena Carter var. Fakat tek muamma olarak kendi yorumlamasında 19 yaşına gelen Alice’i kimin oynayacağıydı. Her ne kadar bu filmden sonra Johnny Depp‘ten sonra Tim Burton‘un kadrolu oyuncusu durumuna geçeceğe benzese de Mia Wasikowska‘nin Alice’in canlandırması sürpriz oldu. Neyse..

Alice’in yanında  çılgın şapkacı Mad Hatter (Johnny Depp), White Quenn (Anne Hathaway), Red Quenn (Helena Carter) ve konuşan hayvan figürleriyle beraber 2 saat boyunca tamamen bir Tim Burton klasiği izledik. Öyle ki Tim Burton‘un tarzını bilip daha önceki filmlerini hiç izlememiş biri bile 10.dakikada filmin onun elinden çıktığını anlayabilirdi. Her ne kadar hikaye yeniden yorumlandığı için yönetmenin biraz sırra müdahil olması beklense de bu belli yönlerden takdir edilesi geldi bana. Kostüm ve makyajların 19 yaşındaki Alice dönemine uygun hale en mükemmel şekilde getirilebilmiş olması da çok güzeldi.

Gerek film vizyona girmeden önce gerekse girdikten kısa bir süre sonra “hayal kırıklığı” diye nitelendirilse de öyle olmadığını düşünenlerdenim. Çılgın Tim Burton‘un hikayeyi değiştirerek tarzına uygun bir deneme yaptığı aşikar. Bu noktada kör eleştirilerde bulunmak yersiz bence. Özellikle 3D etiketiyle süslendirilmesi ve bu kadar beklentiden sonra muazzam bir iş olmadığı konusunda ise hem fikirim. Önceki filmlerinin tadını vermese de o çizgiye yaklaşan ama o 3D etiketinin pek de etkileyici gözükmediği bir film olmuş. Beyaz tavşanı takip edip kuyuya düşüp harikalar diyarına göç ediliş sahnesinden sonra 3D’nin sürükleyiciliği ahım şahım değildi yani. En nihayetinde Alice In Wonderland benim neznimde yine de keyiflendiren, yine de kendini izlettirebilecek bir yapım olmaktan geri kalmadı. Izlemek hayli keyif verebilir ama büyük beklentiler içine girmemek için yine de dikkat!

Gel gelelim Alice’in vizyonda neler yaptığına. Daha önce Yüksek Kalite “Alice In Wonderland” Resimleri yazımda yorum olarak “Hasılat listelerini zorlar mı ? Bence zorlar.” demiştim. An itibariyle haklı çıkmış bulunmaktayım. Açılış hafta sonunda ABD’de 116.3 milyon dolar ile 3 boyutlu film hasılat rekoru kırdı. Film böylece, tüm zamanların hasılat rekoru kıran filmi olan ‘’Avatar’’ı da geçti.ABD’de bu denli bir hasılat başarısına rağmen İngiltere’de sinema salonlarının protestosuna ve ülkemizde 74 kopya ile gösterime girmesi de hayli ilginç. Hele hele 3D ve orjinal haliyle olmaması.. Hayranım dağıtım şirketlerine :)